Yeni araştırmalar, pandeminin ve doğal afetlerin kanser teşhisinde büyük gecikmelere yol açtığını, özellikle gençlerde ileri evre kolon kanseri oranlarının endişe verici biçimde arttığını ortaya koydu.
DailyMail’de yer alan habere göre; Covid-19 salgını, yalnızca küresel bir sağlık krizine neden olmakla kalmadı; aynı zamanda kolon kanseri gibi ölümcül hastalıkların erken teşhisini de ciddi şekilde sekteye uğrattı. Yeni bulgular, salgın nedeniyle binlerce kolon kanseri vakasının zamanında tespit edilemediğini, bunun da genç bireylerde ileri evre teşhis oranlarını rekor seviyelere taşıdığını gösteriyor.Porto Riko Üniversitesi öncülüğünde yürütülen geniş çaplı bir çalışmada, 2012-2021 yılları arasında kaydedilen kanser vakaları analiz edildi. Araştırmacılar, Irma ve Maria Kasırgaları ile Covid-19 karantina kısıtlamalarının, her yaş grubunda kolorektal kanser teşhislerini ciddi oranda azalttığını belirledi.Verilere göre, kasırgaların vurduğu dönemde beklenen 161,4 CRC vakasına karşılık sadece 82 vaka tespit edildi. Pandemi döneminde ise Nisan 2020’de sadece 50 vaka kayıtlara geçti; oysa ki kesintisiz bir sağlık hizmeti sunulabilseydi bu sayının 162,5 olması bekleniyordu.Araştırmanın çarpıcı bulgularından biri, erken evre kolon kanseri teşhis oranlarının belirgin şekilde düşmesi olurken, ileri evre teşhislerin beklenenden fazla artmış olmasıydı. Özellikle 15-34 yaş arası genç yetişkinlerde kolon kanseri vakalarının artması, uzmanlar tarafından “endişe verici” olarak nitelendirildi.Rutgers Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Arvind Trindade, bu eğilimin gençlerde artan kanser riskine dair daha fazla farkındalık gerektirdiğini vurgularken, çalışmaya katkı sunan Dr. O’Leary ise doktorların bu eğilimi dikkate alarak daha etkili değerlendirme yöntemleri geliştirmesi gerektiğini ifade etti.Porto Riko’da yapılan analiz, yalnızca salgının değil, aynı zamanda doğal afetlerin de teşhis sürecini olumsuz etkilediğini gözler önüne serdi. Hasarlı altyapı, personel eksikliği ve sağlık tesislerinin aşırı yüklenmesi, teşhis ve tedavi süreçlerini geciktirdi.Araştırmacılar, pandeminin yalnızca sağlık sistemine değil, bireysel bağışıklık sistemlerine de zarar verdiğine dikkat çekti. Hollanda’da yürütülen başka bir çalışmada, uzun karantina dönemlerinin bağışıklık sisteminde “hiperinflamasyon” olarak bilinen aşırı iltihaplanmaya yol açtığı saptandı. Dr. Mihai Netea liderliğindeki ekip, insanların mikrobik etkileşimden yoksun kalmasının bağışıklık sistemini zayıflattığını ve enfeksiyonlara karşı daha hassas hale getirdiğini ortaya koydu.Amerikan Kanser Derneği, pandeminin zirve yaptığı 2020 yılında ileri evre teşhis oranlarında %7’lik bir artış olduğunu açıklarken, bu durumdan en fazla renkli toplulukların etkilendiğini bildirdi. Uzmanlar, teşhislerdeki bu gecikmenin on binlerce ek ölüm ve milyarlarca dolarlık sağlık harcamasına yol açabileceğini belirtti.Kolon kanseri erken teşhis edildiğinde beş yıllık sağ kalım oranı %90’lara kadar çıkarken, ileri evrede bu oran %60’a düşüyor. Dahası, tedavi maliyetleri de çarpıcı biçimde artıyor; erken evre tedavi yaklaşık 40 bin dolarken, ileri evrelerde bu rakam 300 bin doları aşıyor.Çalışmanın yardımcı yazarlarından Tonatiuh Suárez-Ramos, “Bu bulgular, kriz zamanlarında sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan aksamaların sağlık sonuçlarını dramatik şekilde kötüleştirdiğini gösteriyor,” derken, Dr. Yisel Pagán-Santana ise daha dayanıklı sağlık sistemlerine olan ihtiyacın altını çizdi.Kıdemli yazar Dr. Karen J. Ortiz-Ortiz ise şunları kaydetti: “Amacımız, bu tür felaketlerde bile sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi için politika yapıcıların harekete geçmesini sağlamak. İnsanların daha uzun ve sağlıklı yaşaması için daha dirençli sistemler kurmak zorundayız.”
“SÜREKLİ DOĞAL BESLENMEYE ÇALIŞIYORUM” Kendi yetiştirdiği ürünlerin yanı sıra yöresel ürünleri de tükettiğini aktaran Aybastı, “Yumurta, süt ve yoğurdu elimden geldiğince yerim. Küçük yaşlarda keçi sütünü çok içtim. Şu anda çok şükür kendimi idare ediyorum. Yiyebildiğim her şeyden tüketiyorum, çayı az, ayranı çok içerim. Su, yoğurt ve ayrana çok düşkünüm....
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “‘İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa’ kampanyasının ilk haftası olan 10-16 Mayıs tarihlerinde, 551 bin 980 kişinin boy, kilo ölçümleri yapıldı. Vücut kitle indeksi normal aralıkta olmayanlar, tercihleri doğrultusunda sağlıklı hayat merkezlerine, aile sağlığı merkezlerine, toplum sağlığı merkezlerine ve ilçe sağlık müdürlüklerine yönlendirildi. Fazla kiloluluk dünyada ve...
Migren, basit bir baş ağrısından çok daha fazlasıdır. Genellikle başın bir tarafında zonklayıcı ağrıya neden olan bu nörolojik rahatsızlık; bulantı, kusma, ışık ve sese karşı hassasiyet gibi semptomlarla birlikte seyreder. Peki, hangi besinler migreni tetikliyor? Kadınlarda daha sık görülen migrenin, genetik yatkınlık, hormonal değişiklikler, çevresel faktörler ve yaşam tarzıyla bağlantılı...
Hepimiz dişlerimizi fırçalamanın ağız hijyenini korumak için gerekli olduğunu biliyoruz. Ancak, fırçalamanın önemi sadece taze bir nefese sahip olmak veya çürüklerden kaçınmaktan çok daha fazlasıdır. Kötü ağız hijyeni vücudunuzun diğer bölgelerinde de ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. DSÖ’ye göre , ağız hastalıkları yaklaşık 3,7 milyar insanı etkiliyor. İşte dişlerimizi düzgün...
İçtiğimiz su, tükettiğimiz yiyecekler ve hatta soluduğumuz hava yoluyla vücudumuza giren mikroplastikler sağlık için ciddi risk oluşturuyor. Peki, vücuttaki mikroplastikleri temizlemenin bir yolu var mı? İçtiğimiz su, tükettiğimiz yiyecekler ve hatta soluduğumuz hava yoluyla vücudumuza giren mikroplastikler, şimdi de insan kalbinde bulundu. 200’den fazla ameliyat hastasının incelendiği yeni bir araştırmada,...
Araştırmada, 79 bin 850’den fazla yetişkinin sağlık verileri incelendi. Katılımcılar, gün içerisinde ne kadar süre yavaş veya hızlı yürüdüklerini bildirdi. İş yerinde yapılan yürüyüşler, köpek gezdirmek ve hafif aktiviteler “yavaş yürüyüş” olarak sınıflandırılırken; merdiven çıkmak, egzersiz ve tempolu yürüyüş gibi daha dinamik aktiviteler “hızlı yürüyüş” olarak kabul edildi. 17 yıl...