Yüksek tansiyon artık sadece yaşlıların değil, genç yetişkinlerin de ciddi bir sağlık sorunu haline geldi. Uzmanlar, stres, aşırı tuz tüketimi ve kötü uyku alışkanlıklarının bir araya gelerek gençlerde giderek daha fazla hipertansiyona yol açtığını belirtiyor.
Hipertansiyon çoğu zaman belirti göstermeden ilerliyor. Baş ağrısı, çarpıntı gibi klasik şikâyetler her zaman görülmüyor. Bu nedenle birçok kişi tansiyonunun yüksek olduğunu fark etmiyor. Ancak bu sessiz ilerleyişin sonunda kalp krizi, felç ve böbrek hastalıkları gibi ciddi sağlık problemleri ortaya çıkabiliyor.ABD’de yetişkinlerin neredeyse yarısı yüksek tansiyon hastası ve çoğu bunun farkında bile değil. Uzmanlara göre, bu durum artık sadece aileden gelen genetikle açıklanamaz. Yaşam tarzı değişimleri büyük rol oynuyor.Günümüz yaşamı, insanları sürekli bir stres hali içinde bırakıyor. İş güvencesizliği, geçim kaygısı, sürekli bağlantıda olma baskısı ve sorumluluklar kronik stresi tetikliyor. Bu stres, vücutta adrenalin ve kortizol gibi hormonları harekete geçirerek kalp atışını ve kan basıncını yükseltiyor.Kardiyovasküler sistem kısa süreli stresle başa çıkabiliyor ancak sürekli tekrar eden stres, damarların sertleşmesine ve kalbin daha fazla çalışmasına yol açarak yüksek tansiyona zemin hazırlıyor. Ayrıca, stres çoğu zaman sağlıksız alışkanlıklara da neden oluyor: Fast food tüketimi artıyor, alkol kullanımı ve hareketsizlik yaygınlaşıyor.Sodyum, yüksek tansiyonun bilinen başlıca sebeplerinden biri. Ancak birçok kişi tuz tüketimini yalnızca sofradaki tuzlukla sınırlı sanıyor. Gerçekte ise sodyum, işlenmiş gıdalardan, ekmekten, çorbalardan ve hazır yiyeceklerden alınan gizli bir içerik.Ortalama bir Amerikalı, önerilenin çok üzerinde sodyum tüketiyor. Bu da damarlarda baskıya ve kalbin daha fazla çalışmasına neden oluyor. Sodyuma karşı duyarlılık kişiden kişiye değişse de, genel öneri işlenmiş gıdaların azaltılması ve etiketlerin dikkatle okunması yönünde.Uyku, vücudun kendini yenilediği ve kan basıncının doğal olarak düştüğü önemli bir dönem. Ancak yeterince uyumamak ya da kalitesiz uyku, bu geceleyin gerçekleşen ‘sıfırlamayı’ engelliyor. Sonuç olarak kan basıncı sabit yüksek seyrediyor.Altı saatten az uyuyan kişilerde hipertansiyon riski ciddi oranda artıyor. Uyku apnesi gibi uyku bozuklukları da bu riski katlıyor. Ayrıca yetersiz uyku, hormon dengelerini bozarak vücudu kronik stres durumuna sokuyor.Her biri kendi başına risk oluşturan bu üç faktör, birleştiğinde adeta bir “hipertansiyon fırtınası” yaratıyor. Stres, sağlıksız beslenmeyi tetikliyor; fazla tuz uyku kalitesini bozuyor; kötü uyku stresi artırıyor. Bu kısır döngü, fark edilmeden kan basıncını yükseltiyor.Dr. Sanjeev Chaudhary, bu üç faktörün birleşiminin genç bireylerde hipertansiyon gelişimini hızlandırdığını ve bunun kalp, böbrek ve göz hastalıklarına yol açabileceğini vurguluyor. Psikiyatrist Dr. Gorav Gupta ise bu durumu “sağlıksız bir üçgen” olarak tanımlıyor ve çözüm için stres yönetimi, tuz azaltımı ve kaliteli uykunun önemine dikkat çekiyor.Hipertansiyonla mücadele etmek için hayatı baştan sona değiştirmek gerekmiyor. Küçük ama tutarlı adımlar yeterli olabilir. Stresle başa çıkmak için doğada yürüyüş yapmak, günlük tutmak, müzik dinlemek ya da sınırlar koymak etkili olabilir. Tuz alımını azaltmak için evde yemek yapmak, paketli gıdalardan uzak durmak ve etiket okumak önemli. Uykuyu düzene sokmak ise en az bunlar kadar değerli.Dr. Astik Joshi, yaşam tarzı değişimlerinin mutlaka bir uzman kontrolünde yapılması gerektiğini belirtiyor. Farkındalık, egzersiz, düzenli uyku ve dengeli beslenme, hipertansiyonu kontrol altına almanın temelini oluşturuyor.Yorgunluk, sinirlilik, çarpıntı gibi belirtileri göz ardı etmeyin. Kalbiniz ve damarlarınız size sessizce mesaj veriyor olabilir. Tansiyon, sadece bir rakam değil; vücudun dengesi hakkında ciddi bir uyarıdır.
DOĞAL MAGNEZYUM FORMUNU SEÇİN Bazı magnezyum formları zayıf bir şekilde emilir ve fazla bir şey yapmadan sistemden geçebilir. Örneğin, magnezyum oksit düşük emilim oranlarına sahipken, magnezyum glisinat, sitrat ve malat gibi formlar çok daha fazla biyoyararlanıma sahiptir ve mideye karşı naziktir.Takviyeler düşünüldüğünde, bu yüksek oranda emilebilir formları tercih etmek, özellikle...
METAN GAZI NASIL OLUŞUR? Metan gazı hem doğal süreçlerle hem de insan faaliyetleri sonucu oluşur: Doğal Kaynaklar: Bataklıklar, sulak alanlar ve göller gibi oksijensiz (anaerobik) ortamlarda organik maddelerin ayrışmasıyla doğal olarak üretilir. Jeolojik kaynaklar: Yer kabuğu altındaki fosil yakıt yataklarında (doğal gaz rezervleri) oluşur. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) göre,...
Türkiye genelinde bu yıl kene ısırması sonucu 11 kişi hayatını kaybetti. İstanbul’da şimdiye kadar kene ısırması sonrası meydana gelen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına rastlanmazken, 7 bin kişi kene ısırığı nedeniyle hastaneye başvurdu. “SIKARAK ÖLDÜRMEMELİYİZ” Yaz aylarıyla birllikte vakalardaki artış dikkati çekerken kene ısırması sonrası yapılması gerekenleri NTV’den Melike...
Araştırma sonuçlarına göre, dört ila beş risk faktörüne sahip bireylerin beyin yaşlarının, daha az riske sahip olanlara kıyasla “kayda değer ölçüde daha yüksek” olduğu görüldü. Bu durum, yaşam tarzı ve metabolik faktörlerin bir araya gelerek beynin yaşlanmasını hızlandırdığını ortaya koyuyor. Özellikle yüksek tansiyonun, beyin yapısına en fazla zarar veren etken...
Çin Ulusal Tıbbi Ürünler İdaresi, yerel ilaç üreticisi Innovent Biologics’in kilo kontrol peptit enjeksiyonunun piyasa girmesini onayladı. İdare’den yapılan açıklamaya göre ilaç, yüksek kan şekeri veya yüksek tansiyon gibi kilo ile ilgili en az bir rahatsızlığı olan, obez veya aşırı kilolu kişilerde kilo yönetimini hedefliyor. Resmi verilere göre, Çinli yetişkinler...
Sağlık Bakanlığının ülke genelinde hayata geçirdiği ‘İdeal Kilonu Öğren Sağlıklı Yaşa’ kampanyasının ilk beş haftası sonunda Türkiye genelinde yüzde 47,1’i erkek, yüzde 52,9’u kadın olmak üzere 3 milyon 572 bin 436 kişinin boy ve kilo ölçümleri gerçekleştirildi. Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılan verilere göre, ölçümler sonucunda 2 milyon 221 bin 201...