Bilim, narın sadece geleneksel tıpta değil, günlük beslenmede de mucizevi etkileri olduğunu kanıtlıyor. Uzmanlar, her gün bir nar yemenin kalp sağlığından hafızaya, cilt yenilenmesinden sindirim sistemine kadar pek çok alanda fayda sağladığını belirtiyor.
Yüzyıllardır geleneksel tıpta şifa kaynağı olarak kullanılan nar, şimdi modern bilim tarafından da destekleniyor. Araştırmalar, günlük bir nar ya da yarım fincan nar tanelerinin tüketilmesinin sağlığa büyük katkılar sunduğunu ortaya koyuyor. Uzmanlar, bu kolay ve lezzetli alışkanlığın ciddi sağlık faydaları sağlayabileceğini belirtiyor.Nar; antioksidanlar, lif ve önemli vitaminler bakımından oldukça zengin bir meyve. Günde bir nar yemenin veya suyunu içmenin öne çıkan bazı yararları şöyle sıralanıyor:2012 yılında yayımlanan “Narın Kardiyovasküler Hastalıklara Karşı Korunması” başlıklı çalışmaya göre, nar tüketimi kan basıncını düşürüyor, oksidatif stresi azaltarak damarları koruyor. Aynı çalışma, nar suyunun kolesterol birikimini azaltabileceğine de işaret ediyor.Antioksidan deposu olan nar, düzenli tüketildiğinde cildi serbest radikallerin zararlı etkilerinden koruyor. Kolajen üretimini destekleyen meyve, cildin daha parlak görünmesini ve yaşlanma belirtilerinin gecikmesini sağlıyor.HAFIZAYI GÜÇLENDİRİYOR2013 yılında yapılan bir araştırma, günlük nar tüketiminin beyin fonksiyonlarını iyileştirdiğini ve hafızayı geliştirdiğini gösterdi. Araştırmacılar, narın beyin metabolitlerini artırarak sözlü ve sözsüz hafıza görevlerinde nöral aktivasyonu güçlendirdiğini belirtiyor.Narın çekirdekleri hem çözünür hem çözünmez lif içeriyor. Bu lifler bağırsak sağlığına katkı sağlarken, çekirdeklerdeki prebiyotik etkiler sindirim sistemini destekliyor. 2017 tarihli bir araştırma, narın özellikle iltihaplı bağırsak hastalığı gibi durumlarda fayda sağlayabileceğini ortaya koydu.Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH), narı prostat kanseriyle mücadelede umut vadeden doğal desteklerden biri olarak gösteriyor. 2014 yılında yapılan bir çalışma, nar polifenollerinin prostat kanseri hücrelerinin büyümesini yavaşlattığını ve tümör gelişimini baskıladığını gösterdi.Uzmanlar, narın suyundan çok kendisinin tüketilmesini öneriyor. Çünkü meyve bütün olarak yenildiğinde içerdiği lifler ve çekirdeklerin faydaları daha etkili şekilde vücuda alınıyor.
Baharın gelmesiyle birlikte alerjik hastalıkların görülme sıklığında büyük bir artış olur. Bunun nedeni havada yayılan ağaç, çiçek ve çimenlerin oluşturdukları polenlerdir. Kişi alerjik bir bünyeye sahipse, vücuda giren polenler bazı maddelerin salgılanmasına neden olur. Bu da gözlerdeki ve burun zarlarındaki kılcal damarların genişleyerek dokuların şişmesine yol açar. Bunun sonucunda bahar...
9 Nisan’da ev hapsi kararı verilen İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, sabah saatlerinde yüksek tansiyon nedeniyle Şişli’de bulunan özel hastaneye geldi. Rutin kontrolleri için hastaneye gelen Polat, tansiyonunun yüksek seyretmesi nedeniyle doktorunun tavsiyesiyle hastaneye yatırıldı. İKİ GÜN HASTANEDE KALACAK Mahir Polat’ın sağlık durumunun doktorları tarafından yakından takip edildiği açıklanırken...
1. HORMONAL DİL: CİLTTE DALGALANMALAR Kadınlarda özellikle adet döngüsü, hamilelik ya da PCOS (Polikistik Over Sendromu) gibi hormonal değişiklikler ciltte yağ üretimini artırabilir. Bu da gözeneklerin tıkanmasına ve akne oluşumuna zemin hazırlar. Doğal çözüm: Neem tozu ve gül suyuyla hazırlanan maske, haftada iki kez uygulanarak hormon kaynaklı sivilceleri yatıştırabilir. Neem’in...
Sağlık Bakanlığı, 122. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Kurası (DHY) kapsamında münhal kadroları ve kura takvimini paylaştı. Bakanlık, DHY Kurası çerçevesinde gerçekleştirilecek hekim atamalarıyla ilgili önemli bilgileri kamuoyuyla paylaştı. Bin 566’sı uzman tabip, 673’ü tabip olmak üzere 2 bin 239 hekim ataması belirtilen tarihte gerçekleştirilecek.
VÜCUDUNUZ UYARI VERİYOR OLABİLİR Dr. Sethi, bu belirtilerin çoğu zaman hafife alındığını ancak altında ciddi beslenme eksiklikleri yatabileceğini vurguluyor. “Vücudunuz bir sabah uyanıp garip davranmaya başlamaz,” diyor Dr. Sethi. “Bu belirtiler, bir şeylerin eksik olduğuna dair küçük ama önemli uyarılar.” Dengeli beslenme, yeterli su tüketimi, güneş ışığı ve gerektiğinde doktor...
Harvard Üniversitesi’nden epidemiyolog Frank Hu’nun başkanlık ettiği 30 yıllık bir çalışmada, beslenme alışkanlıkları ile sağlıklı yaşlanma arasındaki ilişki incelenirken bu çalışma, özellikle orta yaşta farklı beslenme düzenlerinin sağlıklı yaşlanma üzerindeki etkilerini inceleyen ilk çalışmalardan biri olarak kaydedildi.