Toplumda yeterince bilinmeyen ancak ciddi sonuçlara yol açabilen “kalp gribi”, tıbbi adıyla miyokardit, özellikle genç yaşta ani ölümlerin başlıca sebeplerinden biri olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, basit bir grip gibi görünen enfeksiyonların kalbi etkileyebileceğine dikkat çekiyor ve uyarıyor: “Gribi atlattım” demeyin, kalbiniz risk altında olabilir.
Geçtiğimiz günlerde, 31 yaşındaki Eray Alpsoy’un yaşadığı sağlık sorunu, hastalığın ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.Bir süre önce yüksek ateşle seyreden bir grip geçiren Alpsoy, hastalığı atlattığını düşünürken, aniden göğsünde şiddetli bir ağrı hissetti. Hastaneye kaldırılan Alpsoy’a kardiyologlar tarafından “miyokardit”, yani kalp kası iltihabı teşhisi kondu.Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. İsmail Gürbak, grip benzeri viral enfeksiyonların sadece akciğerleri değil, kalbi de etkileyebileceğini vurguluyor. “Hasta gribal enfeksiyon geçiriyorsa o dönemde mutlaka istirahat etmeli,” diyen Gürbak, özellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı ya da çarpıntı gibi belirtilerin dikkate alınması gerektiğini belirtiyor.“İnsanlar gribi ayakta geçirmeye çalışıyor ama bu süreçte kalp ciddi şekilde yoruluyor. Bu da miyokardit riskini artırıyor,” ifadelerini kullanan Gürbak, grip sonrası dönemde de dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi.Uzmanlara göre sadece grip değil, COVID-19, influenza ve RSV gibi solunum yolu virüsleri de kalp üzerinde etkili olabiliyor. Bu nedenle, özellikle enfeksiyon sürecinde bol istirahat, yeterli sıvı alımı ve doktor kontrolü hayati önem taşıyor.Toplumda “kalp gribi” olarak bilinen bu sinsi hastalık, basit belirtilerle başlayıp ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Uzmanlar, genç yaşta görülen ani ölümlerin arkasında sıklıkla miyokardit olduğunu vurgularken, grip sonrası dönemin hafife alınmaması gerektiği konusunda uyarıyor.Haber: Sena Kiper Sıtacı (Star Haber)
3. KÜÇÜK EL YAZISI Hareketlerdeki değişiklikler, el yazısının küçülmesine veya giderek daha az okunur hale gelmesine yol açabiliyor. 4. BAĞIRSAK PROBLEMLERİ Aniden idrara çıkma ihtiyacı veya kabızlık, Parkinson’un erken belirtilerinden. Baggaley, “En yaygın mesane belirtileri uyarısız idrara çıkma ihtiyacı ve gece sık tuvalete kalkmak, bağırsak sorunları ise kabızlıktır,” dedi. 5....
KARACİĞER DOSTU BESİNLER Bazı besinler, karaciğerin doğal detoks sürecine doğrudan katkıda bulunuyor: Yeşil Yapraklılar: Ispanak, lahana gibi klorofil içeriği yüksek sebzeler, toksinleri nötralize ediyor ve safra üretimini artırıyor. Sarımsak: İçerdiği allisin ve selenyum, karaciğer enzimlerini aktive ederek toksinlerin atılımını kolaylaştırıyor. Pancar: Antioksidanlar açısından zengin pancar, karaciğerde yağ birikimini önleyerek detoks...
BAĞIRSAK ALIŞKANLIKLARINDA DEĞİŞİKLİK Dışkınızda herhangi bir değişiklik fark ederseniz, görmezden gelmeyin. Evet, doğru duydunuz. Dışkınızı nasıl yaptığınız gerçekten önemlidir. Çalışmalar, kolorektal hastaların bağırsak alışkanlıklarındaki değişikliklerden şikayetçi olduğunu sürekli olarak göstermiştir. Kabızlık, ishal, daralma veya dışkılama sıklığı gibi herhangi bir değişiklik göz ardı edilmemelidir. Bu belirtiler birkaç haftadan uzun sürerse, sağlık...
5. MEYVE KABUKLARI Muz, portakal ve limon gibi meyvelerin kabuklarında bulunan sitrik asit, diş beyazlatıcı etki yaratabileceği düşünülerek kullanılabiliyor. Ancak bu yöntemin bilimsel kanıtları sınırlı olduğu gibi, hassas diş yüzeylerinde tahrişe neden olabileceği unutulmamalı. Uzmanlar, doğal diş beyazlatma yöntemlerinin mutlaka ölçülü ve dikkatli uygulanması gerektiğine dikkat çekiyor. Diş minesi üzerinde...
Vücudumuzdaki kanın yaklaşık %25’i beynimize gidiyor. Bu nedenle kalp ve damar sağlığını koruyan bir beslenme biçimi, aynı zamanda zihinsel fonksiyonları da destekliyor. Ancak yüksek oranda doymuş yağ, rafine karbonhidrat ve aşırı şeker içeren işlenmiş gıdalar, beyin damarlarına zarar vererek felç, bunama ve bilişsel gerileme riskini artırabiliyor. Aşırı şeker tüketimi, beyin...
ABD merkezli bir şirket, tüp bebek tedavisiyle elde edilen embriyoların genetik analizini yaparak çeşitli sağlık riskleri ve bazı fiziksel-psikolojik özellikler hakkında öngörüler sunan yeni bir hizmeti kamuoyuna tanıttı. “Nucleus Embryo” adı verilen bu yeni araç, henüz doğmamış çocukların genetik olarak “daha iyi” olma potansiyelini seçme imkanı sunuyor. Bu durum hem...