Dikenli pembe kabuğu ve beyaz ya da kırmızı benekli içiyle dikkat çeken ejder meyvesi, yalnızca egzotik görüntüsüyle değil, sağlık açısından sunduğu faydalarla da öne çıkıyor.
Ana vatanı Meksika, Orta ve Güney Amerika olan bu tropikal meyve, günümüzde Güneydoğu Asya’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne, Karayipler’den Avustralya’ya kadar pek çok bölgede yetiştiriliyor.Bilimsel araştırmalar, ejder meyvesinin sindirimden kalp sağlığına, bağışıklık sisteminden cilt sağlığına kadar pek çok alanda olumlu etkileri olduğunu ortaya koyuyor.Ejder meyvesi; betalainler, flavonoidler, fenolik bileşikler ve C vitamini gibi antioksidanlar içeriyor. Bu bileşikler, hücrelere zarar veren serbest radikalleri etkisiz hale getirerek kalp hastalıkları ve kanser gibi kronik rahatsızlıkların riskini azaltabiliyor.BAĞIRSAK SAĞLIĞINA DESTEKYüksek lif ve prebiyotik içeriğiyle dikkat çeken meyve, özellikle bağırsak dostu bakterilerin çoğalmasına yardımcı oluyor. Klinik çalışmalar, düzenli tüketimin bağırsak mikrobiyotasını desteklediğini ve bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkiler yarattığını gösteriyor.C vitamini, flavonoidler ve antimikrobiyal bileşenleri sayesinde bağışıklık sistemini destekleyen ejder meyvesi, bakteri ve mantar oluşumunu engellemeye de yardımcı olabiliyor.KEMİK VE MİNERAL DESTEĞİİçerdiği kalsiyum ve magnezyum, kemik sağlığı ve kas fonksiyonları için önemli bir destek sağlıyor.KAN ŞEKERİ YÖNETİMİAraştırmalara göre kırmızı ejder meyvesi, insülin duyarlılığını artırarak prediyabet durumunda kan şekeri kontrolüne katkıda bulunabiliyor.Lif ve antioksidan içeriği sayesinde kötü kolesterolü (LDL) düşürmeye, damar esnekliğini artırmaya ve dolaşımı desteklemeye yardımcı oluyor.KİLO YÖNETİMİDüşük kalorili ve lif açısından zengin olan ejder meyvesi, tokluk hissi sağlayarak kilo kontrolüne destek veriyor.C vitamini ve antioksidanlar, kolajen üretimini destekleyerek cilt sağlığına katkıda bulunuyor. Düzenli tüketim, kırışıklıkların azalmasına ve daha parlak bir cilt görünümüne yardımcı olabiliyor.Uzmanlar, ejder meyvesinin özellikle kırmızı etli çeşitlerinin betasiyanin ve likopen açısından daha zengin olduğunu belirtiyor. Taze, smoothie, salata veya tatlılarda rahatlıkla tüketilebilen meyvenin aşırıya kaçmadan yenilmesi öneriliyor. Aksi halde bazı kişilerde sindirim sorunlarına yol açabileceği ifade ediliyor.
PELVİK VEYA KARIN AĞRISI BASINCI Yumurtalık kanseri, kadınlarda genellikle alt karın ve pelvik bölgede ağrı veya rahatsızlığa neden olur. Bu rahatsızlık, donuk bir his, sürekli kramplar veya regl ağrısına benzer bir ağrı olarak ortaya çıkar. Bu rahatsızlık, sırtın alt kısmına doğru ilerleyen ağrı sinyalleri gönderir. Bu ağrı, tipik adet sancıları...
Diyabet hastalarının uyku sırasında yaşadığı kan şekeri dalgalanmaları, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar, gece hipoglisemisi ve hiperglisemisi belirtilerine dikkat çekiyor. Gece boyunca kan şekeri seviyesinin 70 mg/dL’nin altına düşmesi durumuna “gece hipoglisemisi” adı veriliyor. Bu durum, özellikle insülin kullanan veya kan şekerini düşüren diyabet ilaçları alan kişilerde yaygın olarak görülüyor.Diyabet,...
KARACİĞER VE KALP SAĞLIĞINA DESTEK Papaya, folat, potasyum ve lif açısından zengindir. Bu besin maddeleri, kan basıncını ve kolesterol seviyelerini düzenlemeye yardımcı olur. Ayrıca, papaya içerdiği antioksidanlar sayesinde iltihapları azaltarak karaciğer fonksiyonunu destekler. Eğer son zamanlarda kendinizi yorgun veya “kötü” hissediyorsanız, bunun nedeni karaciğerinizin dinlenmeye ihtiyacı olabilir. Gününüze papaya ile...
BELİRTİLER GÖZDEN KAÇIYOR Ergenlerde kalp krizi, yetişkinlerden farklı ve belirsiz semptomlarla kendini gösterebiliyor. Göğüs ağrısı, nefes darlığı, yorgunluk, baş dönmesi ve mide bulantısı gibi belirtiler, çoğu zaman kaygı bozukluğu ya da basit kas ağrılarıyla karıştırılıyor. Uzmanlara göre, şu belirtiler özellikle dikkatle izlenmeli: Göğüs ağrısı: Göğsün ortasında baskı, sıkışma veya ağırlık...
Dünya çapında sağlık kılavuzlarını değiştirebilecek önemli bir araştırma, egzersizin kanser hastalarının ölüm riskini üçte bir oranında azaltabileceğini, tümörlerin geri gelmesini durdurabileceğini ve ilaçlardan bile daha etkili olduğunu ortaya koydu. ABD, İngiltere, Avustralya, Fransa, Kanada ve İsrail’den hastaları kapsayan ve dünyada bir ilk olan bir çalışma, tedavi sonrası yapılandırılmış bir egzersiz...
D VİTAMİNİ VE MEVSİM ETKİSİ Farrant’a göre bu durum yaz aylarında artan D vitamini seviyeleriyle bağlantılı olabilir: “Güneş ışığına daha fazla maruz kalınması, saç köklerinin döngüsünü etkiliyor olabilir. Sıcaklıklar düştüğünde ise daha fazla saç ekzojen evreye geçer.” İyi haber şu ki bu dökülme genellikle yaklaşık üç ay sürüyor ve kalıcı...