Görünüşte masum olan birçok gıda, fark edilmeden karaciğeri tehdit ediyor. Son sağlık araştırmaları, fruktoz yüklü yiyecekler, rafine bitkisel yağlar ve meyve sularının, yüksek şeker ve sağlıksız yağ içerikleri nedeniyle karaciğer sağlığı üzerinde ciddi riskler oluşturduğunu ortaya koydu.
Vücudun detoksifikasyon, sindirim ve metabolizma süreçlerinden sorumlu olan karaciğer, hayati öneme sahip organların başında geliyor. Ancak uzmanlar, bu güçlü organın, özellikle son yıllarda artan beslenme alışkanlıkları nedeniyle giderek daha fazla zarar gördüğüne dikkat çekiyor.Şekerli içecekler, aromalı yoğurtlar ve kahvaltılık gevrekler gibi yaygın olarak tüketilen ürünler, fruktoz açısından zengin içerikleriyle karaciğeri hedef alıyor.Uzmanlara göre, yüksek fruktozlu mısır şurubu (HFCS) gibi işlenmiş şeker türleri, doğrudan karaciğerde metabolize edilerek yağlanmaya neden oluyor. Bu süreç, alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığının (NAFLD) gelişimine zemin hazırlıyor.Araştırmalar, yüksek fruktoz tüketiminin karaciğerde iltihaplanma, insülin direnci ve hücresel hasara yol açtığını gösteriyor. Üstelik bu hasar, belirti vermeden yıllar içinde birikerek ilerliyor. Uzmanlar, paketli tatlılar ve şekerli içecekler yerine lif açısından zengin bütün meyvelerin tercih edilmesini öneriyor.Soya, mısır, ayçiçeği ve aspir yağları gibi rafine bitkisel yağlar, “kalp dostu” olarak pazarlansa da, içerdikleri yüksek miktarda omega-6 yağ asitleri nedeniyle inflamasyonu tetikleyebiliyor.
Özellikle yüksek sıcaklıklarda pişirildiğinde ortaya çıkan aldehit adlı toksik bileşiklerin, karaciğer hücrelerinde oksidatif strese neden olduğu belirtiliyor.Beslenme uzmanları, bu tür rafine yağlar yerine soğuk sıkım zeytinyağı, avokado yağı kullanımını öneriyor. Ayrıca dışarıda yemek yerken kızartmalardan kaçınılması gerektiği vurgulanıyor.Yüzde 100 doğal ibaresiyle sunulan meyve suları bile karaciğer için risk oluşturabiliyor. Lif içermeyen bu içecekler, tıpkı gazlı içecekler kadar yüksek oranda şeker barındırıyor. Uzmanlar, meyve suyundaki yoğun fruktozun karaciğerde hızla yağlanmaya neden olduğunu, özellikle prediyabetik ve kilolu bireyler için bu durumun tehlike arz ettiğini belirtiyor.Bu nedenle meyve suyunun sulandırılarak ve sınırlı miktarda tüketilmesi; mümkünse meyvenin kendisinin tercih edilmesi öneriliyor.Tüm bu tehlikelere rağmen uzmanlar, karaciğerin kendini yenileme kapasitesine sahip olduğunu hatırlatıyor. Tam gıdalar, sağlıklı yağlar ve düşük şekerli beslenme alışkanlıkları sayesinde erken dönemde oluşan hasar geri çevrilebiliyor.Özellikle işlenmiş gıdalardan uzak durmak ve bilinçli diyet tercihleri yapmak, karaciğer sağlığını korumada kritik rol oynuyor.Uyarı: Bu haber metni yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Herhangi bir sağlık sorunu ya da diyet değişikliği planlanmadan önce mutlaka bir uzmana danışılması gerekmektedir.
Araştırma sonuçlarına göre, dört ila beş risk faktörüne sahip bireylerin beyin yaşlarının, daha az riske sahip olanlara kıyasla “kayda değer ölçüde daha yüksek” olduğu görüldü. Bu durum, yaşam tarzı ve metabolik faktörlerin bir araya gelerek beynin yaşlanmasını hızlandırdığını ortaya koyuyor. Özellikle yüksek tansiyonun, beyin yapısına en fazla zarar veren etken...
Stoner, yaşadığı sürecin ardından insanlara semptomlarını asla küçümsememeleri ve sağlıkları için ısrarcı olmaları çağrısında bulunuyor. Doktorların yaşından dolayı semptomlarını göz ardı etmesinin hayal kırıklığı yarattığını vurgulayan genç kadın, “Tarama yaşı olan 45’i bekleseydim muhtemelen o yaşa ulaşamayacaktım” dedi. “Bu süreçte kendi sağlığımın savunucusu olmak zorunda kaldım. Eğer ben yapmasaydım, bunu...
DEMİR Demir çoğunlukla anemi bağlamında konuşulur, ancak mesele şu ki: demiriniz düşük olduğunda, vücudunuz yeterli hemoglobin üretmez, bu da dokularınızın (bağışıklıkta rol oynayanlar dahil) yeterli oksijen almadığı anlamına gelir. Ayrıca, düşük demir seviyeleri bağışıklık tepkinizi yavaşlatır ve virüslerin sisteminize girmesini kolaylaştırır. Sürekli yorgun hissedersiniz, odaklanamazsınız ve sürekli hastalanırsınız. Tanıdık geliyor...
ENERJİ YÜKSELİR Başlangıçta, ilk birkaç günde baş ağrısı ve yorgunluk gibi yoksunluk belirtileri yaşayabilirsiniz. Ancak 4 ila 7. gün arasında, enerjiniz şekerin neden olduğu yükselmeler ve düşüşler olmadan dengelenir. Bu, daha iyi odaklanma, uyanıklık ve genel zihinsel berraklığa yol açar. DAHA İYİ SİNDİRİM Şeker, bağırsaktaki zararlı bakterileri besleyerek mikrobiyomunuzun dengesini...
İspanya’da görev yapan ünlü kardiyolog Dr. Aurelio Rojas, sabahları içilen kahvenin insan sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğunu belirtti. 35 yaşındaki Dr. Rojas, 400 bin takipçili Instagram hesabından paylaştığı videoda, bilimsel araştırmalara dayanarak sabah kahvesinin ömrü uzatabileceğini ve kalp krizi riskini azaltabileceğini söyledi. Dr. Rojas’ın dayandığı en dikkat çekici araştırmalardan biri,...
Toplumda yeterince bilinmeyen ancak ciddi sonuçlara yol açabilen “kalp gribi”, tıbbi adıyla miyokardit, özellikle genç yaşta ani ölümlerin başlıca sebeplerinden biri olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, basit bir grip gibi görünen enfeksiyonların kalbi etkileyebileceğine dikkat çekiyor ve uyarıyor: “Gribi atlattım” demeyin, kalbiniz risk altında olabilir. Geçtiğimiz günlerde, 31 yaşındaki Eray Alpsoy’un...