Fiziksel aktiviteyi günlük yaşama eklemek, ruh sağlığını yönetmede önemli bir bileşen olarak düşünülmelidir. İster mahallede kısa bir yürüyüş ister parkta uzun bir yürüyüş olsun, bu küçük ama anlamlı eylemler yalnızca vücudu değil zihni de dönüştürme gücüne sahiptir.
DSÖ’nün verilerine göre, dünyadaki her 8 kişiden biri bir veya daha fazla ruh sağlığı sorunundan muzdariptir. Günümüzde depresyon, anksiyete ve üzüntü gibi ruh sağlığı sorunları daha yaygın hale gelmiştir ve bu durumları hafifletmenin basit yollarını bulmak esastır. Profesyonel yardım ve terapi paha biçilmez olsa da, çoğunlukla göz ardı edilen ve ruh sağlığını önemli ölçüde iyileştirebilecek bir çözüm, günlük 30 dakikalık yürüyüş yapmak kadar basit bir şeydir. Günlük rutindeki bu küçük değişiklik, ruh sağlığında büyük bir fark yaratabilir ve fizikselin çok ötesine uzanan faydalar sunabilir.Ruh sağlığı söz konusu olduğunda, fiziksel aktivite en etkili doğal çözümlerden biridir. Düzenli egzersiz, hatta her gün sadece yarım saat yürümek bile beyindeki endorfin salınımını tetiklemeye yardımcı olur. Endorfinler vücudun “iyi hissetme hormonları” olarak adlandırılır, ruh halini yükseltmeye ve stresi azaltmaya yardımcı olur. Depresyon ve anksiyete için yaygın olarak reçete edilen ilaçların doğal muadilleridir ancak yan etkileri yoktur.Fiziksel aktivite, ruh halini, uykuyu ve iştahı düzenlemede önemli bir rol oynayan serotonin gibi diğer beyin kimyasallarının üretimini uyarır. Düşük serotonin seviyeleri üzüntü, anksiyete ve depresyon duygularıyla bağlantılıdır ve serotonin seviyelerini artırmak bu durumlardan önemli ölçüde rahatlama sağlayabilir.Yürümek zihin üzerinde sakinleştirici bir etki sağlar. Vücut hareket ettikçe doğal olarak bir rahatlama hissi yaratır. Birçok kişi için açık havada yürümek, günlük streslerden veya duygusal zorluklardan uzakta zihni temizlemek için huzurlu bir zaman sağlar.
Bu zihinsel mola, özellikle yüksek anksiyete seviyeleri yaşayanlar için inanılmaz derecede terapötik olabilir. Yürüyüş, parasempatik sinir sistemini (“dinlen ve sindir” tepkisi) düzenlemekten sorumlu olan vagus sinirini uyarır. Bu aktivasyon, vücudun savaş ya da kaç tepkisini azaltmaya yardımcı olur, böylece kaygı seviyelerini düşürür ve zihnin ve vücudun daha dengeli ve rahat hissetmesine yardımcı olur.Özellikle park veya sessiz bir patika gibi doğal bir ortamda günlük yürüyüş, farkındalık için harika bir fırsat sunar. Bunaltıcı düşüncelerden uzaklaşmak ve tamamen ana odaklanmak için bir an sağlar – yürüyüşün ritmi, doğanın sesleri ve havanın hissi.Bu basit aktivite, depresyon ve üzüntüye sıklıkla eşlik eden düşüncelerle mücadele etmeye yardımcı olabilir. Her adıma, derin nefes almaya ve etraftaki manzaralara odaklanarak, bireyler dikkatlerini olumsuz duygulardan uzaklaştırabilir ve huzurlu bir zihinsel alan yaratabilirler.Ruh sağlığı, kaliteli uykuyla yakından bağlantılıdır. Depresyon ve kaygı ile mücadele eden kişiler, çok fazla uyuyarak veya huzursuz geceler geçirerek bozulmuş uyku düzenleriyle karşı karşıya kalırlar. Düzenli yürüyüş, sirkadiyen ritimleri düzenleyerek, vücudun daha kolay uykuya dalmasını ve uykuda kalmasını teşvik ederek uyku kalitesini iyileştirmeye yardımcı olur.Açık havada yürümek, vücudu sağlıklı uyku-uyanıklık döngülerini sürdürmek için oldukça önemli olan doğal ışığa maruz bırakır. Gün boyunca güneş ışığına maruz kalmak, vücudun dinlendirici uykuyu destekleyen hormon olan melatonin üretimini artırır. Bu, olumlu bir geri bildirim döngüsü yaratır: uyku iyileştikçe, ruh hali ve zihinsel berraklık da iyileşir.Yürümenin bir diğer faydası da sosyal bağlantı fırsatıdır. 30 dakikalık bir yürüyüşün yalnız bir aktivite olması gerekmez. Arkadaşlarınızla, ailenizle veya hatta bir grupla yürümek, bağlantı kurma ve deneyimleri paylaşma fırsatı sağlar. Sosyal destek, ruh sağlığı için kritik öneme sahiptir ve birlikte yürümek, duyguları paylaşmanın veya sadece birbirinizin arkadaşlığından zevk almanın bir yolu olabilir.Yalnız yürüyüşleri tercih edenler için bile, sadece dışarıda, toplulukla veya doğayla çevrili olmak, aidiyet duygusunu besleyebilir ve genellikle depresyona eşlik eden izolasyon duygularını azaltabilir.
B12 VİTAMİNİ B12 vitamini enerji ve sinir sağlığı için gereklidir ama işte püf noktası var. Eğer takviyemizin etiketi siyanokobalamin diyorsa, bu az miktarda siyanür içeren sentetik bir versiyondur. Doz düşük olsa da, düzenli alımı detoks yollarını etkileyebilir ve özellikle vücudumuz zaten stres altındaysa bağırsaklarımızı ve karaciğerimizi tahriş edebilir. Burada bitmiyor....
Karaciğer sağlığı, detoksifikasyon, besin işleme ve sindirim için safra üretimi gibi 500’den fazla temel işlevi yerine getirdiği için genel sağlık için çok önemlidir. Yine de karaciğer hastalıkları artıyor ve dünya çapında milyonlarca insanı etkiliyor. Diyet, karaciğeri sağlıklı tutmada önemli bir rol oynuyor. Gastroenterolog olan Dr. Joseph Salhab, karaciğer için iyi...
DERİN NEFES ALMA EGZERSİZİ YAPIN Derin nefes egzersizleri akciğer kapasitesini genişletir, oksijen alımını iyileştirir ve mukus birikimini temizlemeye yardımcı olur. Bunu günlük olarak yapmak akciğer verimliliğini artırır, solunum kaslarını güçlendirir ve genel solunum kalıplarını zamanla doğal ve etkili bir şekilde geliştirir.
Günlük beslenmede sıkça yer verilen ultra işlenmiş gıdaların Parkinson hastalığı riskini ciddi ölçüde artırabileceği ortaya çıktı. Çin’in Fudan Üniversitesi’nden araştırmacıların yürüttüğü çalışmaya göre, günde 11 porsiyon veya daha fazla ultra işlenmiş gıda tüketen kişilerde, Parkinson hastalığının erken belirtilerinin görülme olasılığı üç katına çıkıyor. DailyMail’de yer alan habere göre; Araştırmada, her...
47 binden fazla kadının katıldığı ve 30 yıl süren uzun vadeli bir çalışma, düzenli kahve içen kadınların daha az kronik hastalık, fiziksel kısıtlama ve ruh sağlığı sorunları yaşadığını gösterdi. ABD merkezli araştırmacılar, 1984-2016 yılları arasında yürütülen ve katılımcıların diyet alışkanlıklarını içeren anketlerden elde edilen verilerle kahve, çay ve kola gibi...
Geçici istemik atak, beyne giden kan akışının kısa süreli kesintiye uğramasıyla ortaya çıkar. Semptomlar genellikle birkaç dakika içinde kaybolur ve kalıcı hasar bırakmaz. Ancak yapılan araştırmalar, mini felç geçiren her üç kişiden birinin bir yıl içinde büyük bir felç riskiyle karşılaştığını gösteriyor. Uzmanlar, yaşam tarzıyla ilgili bazı alışkanlıkların mini felç...